Farklılık veya çeşitlilik, ilk bakışta karmaşık gibi
görünse de yerinde ve değerinde yönetildiğinde sürdürülebilir bir başarıyı
sağlıyor.
Teknoloji ve datanın her alanda önem kazandığı günümüzde,
teknolojiyi yönetenlerin konumlandırılmasında kilit rol üslenen insan
kaynaklarının da dijital dünyanın içinde olması kaçınılmaz bir gerçek.
Konuşmacıları, ele alınan konuları yönünden oldukça
zengin olan ve bu sene ikincisi düzenlenen Dijital İk konferansının sunumunu,
her zaman sunumlarını ilgi ve keyifle takip ettiğim sevgili Fatoş KARAHASAN’ın
üstlenmiş olması da farklı bir zenginlikti.
Kadınların iş hayatındaki
konumu ve teknoloji ile iç içe
olan Y kuşağının konumlandırılması öne çıkan konular arasındaydı.
İş dünyasının bu kuşağa mı adapte olacağı yoksa bu
kuşağın mı iş dünyasına adapte olacağı hala tartışılır halde.
Kadınlarımızın iş dünyasında konumlandırılması ve üst kademelerdeki
sayılarının, gerek sosyal sorumluluk projeleriyle gerekse iş dünyasının önde
gelen isimlerinin ve sivil toplum kuruluşlarının çabalarıyla artırılması
oldukça sevindirici bir gelişme.
Bu konu üzerinde yapılamış bir araştırma detayı da
oldukça düşündürücü.
Koç Üniversitesinin kadın çalışanlar arasında yaptığı
araştırmada,
kadınların birbirleri ile çalışmayı tercih ettikleri
fakat yükselmelerini rakip olarak görüp kıskandıkları ortaya çıkmış.
Hepimizi ilgilendiren bir diğer önemli konu, sosyal medyanın
yoğun kullanılması aile ve sosyal ilişkilerin izolasyona uğraması ve
değerlerimizin gelecek nesillere aktarılmasının tehlikeye girmiş olmasıdır.
Teknoloji o kadar yaşantımıza girdi ki, eskiden sesi çok
çıkan güçlüydü şimdi datası çok olan güçlü hale geldi.
Belki de en çok düşünmemizi gerektiren konu, günlük
televizyon izleme süresinin yıllık kitap okuma süresine eşit hale geldiği
gerçeğidir.
İyi şeyler de olmuyormu?
Tabi ki oluyor.
Vodafone ve Sahibinden.com işbirliği ile, Anadolu kadınlarının
evlerinde bin bir özen ve emekle yaptıkları ürünlerinin, internet üzerinden
satışı ile kadınlarımızın da ekonomiye ve iş dünyasına katma değer sağlamaları.
Düşler Akademisi ile engel(siz) ellerin düşler mutfağında
yarattığı harikalar.
Ve bunlar gibi nice projeler ile farklılıkların
kazanılmaları ve konumlandırılmalarına devam ediliyor.
Dijitalleşme farklılığı ne kadar artırırsa o kadar da
birbirine bağlamaya devam ediyor.
Bizlerin üzerine düşen sorumluluk, farklılıkların
değerleriyle ve sürdürülebilir olarak konumlandırılmasında etkin görev almak
olmalı.
Teşekkürler;
Fatoş KARAHASAN, Müge ATEŞ nezdinde Konuşmacılara,
Nilüfer KOÇYİĞİT, Ali C. ÜNSAL, Seda KÜÇÜK, Hayati
ARPACI, Duhan GEVREN
Blogger arkadaşlara.