1 Aralık 2013 Pazar

FARKLILIKLARI KONUMLANDIRMAK















Farklılık veya çeşitlilik, ilk bakışta karmaşık gibi görünse de yerinde ve değerinde yönetildiğinde sürdürülebilir bir başarıyı sağlıyor.

Teknoloji ve datanın her alanda önem kazandığı günümüzde, teknolojiyi yönetenlerin konumlandırılmasında kilit rol üslenen insan kaynaklarının da dijital dünyanın içinde olması kaçınılmaz bir gerçek.

Konuşmacıları, ele alınan konuları yönünden oldukça zengin olan ve bu sene ikincisi düzenlenen Dijital İk konferansının sunumunu, her zaman sunumlarını ilgi ve keyifle takip ettiğim sevgili Fatoş KARAHASAN’ın üstlenmiş olması da farklı bir zenginlikti.

Kadınların iş hayatındaki  konumu  ve teknoloji ile iç içe olan Y kuşağının konumlandırılması öne çıkan konular arasındaydı.

İş dünyasının bu kuşağa mı adapte olacağı yoksa bu kuşağın mı iş dünyasına adapte olacağı hala tartışılır halde.

Kadınlarımızın iş dünyasında konumlandırılması ve üst kademelerdeki sayılarının, gerek sosyal sorumluluk projeleriyle gerekse iş dünyasının önde gelen isimlerinin ve sivil toplum kuruluşlarının çabalarıyla artırılması oldukça sevindirici bir gelişme.

Bu konu üzerinde yapılamış bir araştırma detayı da oldukça düşündürücü.
Koç Üniversitesinin kadın çalışanlar arasında yaptığı araştırmada,
kadınların birbirleri ile çalışmayı tercih ettikleri fakat yükselmelerini rakip olarak görüp kıskandıkları ortaya çıkmış.

Hepimizi ilgilendiren bir diğer önemli konu, sosyal medyanın yoğun kullanılması aile ve sosyal ilişkilerin izolasyona uğraması ve değerlerimizin gelecek nesillere aktarılmasının tehlikeye girmiş olmasıdır.

Teknoloji o kadar yaşantımıza girdi ki, eskiden sesi çok çıkan güçlüydü şimdi datası çok olan güçlü hale geldi.

Belki de en çok düşünmemizi gerektiren konu, günlük televizyon izleme süresinin yıllık kitap okuma süresine eşit hale geldiği gerçeğidir.

İyi şeyler de olmuyormu?
Tabi ki oluyor.
Vodafone ve Sahibinden.com işbirliği ile, Anadolu kadınlarının evlerinde bin bir özen ve emekle yaptıkları ürünlerinin, internet üzerinden satışı ile kadınlarımızın da ekonomiye ve iş dünyasına katma değer sağlamaları.

Düşler Akademisi ile engel(siz) ellerin düşler mutfağında yarattığı harikalar.
Ve bunlar gibi nice projeler ile farklılıkların kazanılmaları ve konumlandırılmalarına devam ediliyor.

Dijitalleşme farklılığı ne kadar artırırsa o kadar da birbirine bağlamaya devam ediyor.

Bizlerin üzerine düşen sorumluluk, farklılıkların değerleriyle ve sürdürülebilir olarak konumlandırılmasında etkin görev almak olmalı.


Teşekkürler;
Fatoş KARAHASAN, Müge ATEŞ nezdinde Konuşmacılara,
Nilüfer KOÇYİĞİT, Ali C. ÜNSAL, Seda KÜÇÜK, Hayati ARPACI, Duhan GEVREN 
Blogger arkadaşlara.


24 Nisan 2013 Çarşamba

ÖZGELECEK


                                                      Üniversite bitti bitecek..
Hiçbir deneyimim yok..
Zaten stajım da fotokopi çekerek geçti..
Kart hamili yakınım da yok..
İş kuracak zengin bir babam da yok..
Özgeçmişime  ne yazacağım?

Diyorsanız..

Yukarıdaki durumların birine ya da bir kaçına sahipseniz hepsini bir kenara bırakın.

Özgeçmiş yerine kendinize bir ÖZGELECEK hazırlayın.

Peki nedir bu Özgelecek ?

Özgeleceğin hazırlanması için öncelikle 3 niteliğin mutlaka oluşması lazım.










Donanımlarınız ile güçlendirdiğiniz özgüveniniz.

Yapmak istediğiniz belirgin ve ulaşılabilir hayallerinizi kapsayan idealleriniz.

Sahip olduklarınızdan ziyade ihtiyacınız olan şeylerin belirlediği vizyonunuz.


Peki özgelecekte ne olmalı?

Bundan sonraki hayatınızda yapmak istedikleriniz:
Net ve sade olmalı,
Belirgin olmalı,
Ulaşılabilir olmalı,
Başkalarını değil sizi tatmin etmeli,
Mutlu olacağınız ve yapmaktan keyif alacağınız işler olmalı,
Magazinsel ve popülerlikten uzak olmalı,
Yenilikçi / inovatif olmalı,
Güven vermeli.

Peki  özgeleceğimizi nasıl yazmalıyız?

Bilgi ve yeteneklerinizi  geleceğe uyarlayarak kullanılabilir ve sürdürülebilir kılmalısınız.
Kendi becerilerinizin farkına varıp onları nasıl ve nerede, hangi alanda kendinize ve çevrenize en yaralı şekilde kullanabileceğinizi belirlemeniz gerekir.
Öğrendiğiniz bilgileri nasıl beceriye dönüştürebileceğinizi iyi tasarlamalısınız.
İlgi alanlarınızı mesleğinize göre değil mesleğinizi ilgi alanlarınıza göre belirlemelisiniz.
Mesleğininiz mutlu olacağınız, yapmaktan keyif alacağınız işleri kapsamalı.

İdeallerini ne kadar popülerlikten ve magazinsel mesleklerden uzak olursa özgeçmişinizi oluşturmak o kadar kolay olacaktır.

Size ve işinize neler katacak işveren açısından neler kazandıracak ,
Ne kadar sürdürülebilir olacak,
Geri dönüşümü nasıl ve ne kadar süre olacak bunları dikkate almalısınız.

Birikimi özetleyen bir özgeçmiş önemlidir fakat;
vizyonunuzun göstergesi olan bir özgelecek  yapabileceklerinizden kendinize en uygun olanını göstermelidir.

Özetle özgeleceğiniz;

Planlarınız ve dileklerinizi değil ideallerinizi kapsamalı.


Yüksel Erdoğan.

30 Mart 2013 Cumartesi

SOSYAL SORUMLU MUSUN?

SOSYAL SORUMLU MUSUN?
SOSYAL SORU(N)LU MUSUN?
SOSYAL (Z)ORUNLU MUSUN?

Geçen hafta Mersin Üniversitesi işletmecilik ve teknoloji zirvesine katıldım. Genç arkadaşlar ile paylaştığım konulardan biri de  Sosyal sorumluluktu.

Sosyal sorumluluk hakkında, çalışana ve firmaya kazandırdıkları, insan kaynakları açısında ki yeri, sosyal kariyer hakkında bilgiler paylaştım.
Sonunda da genç arkadaşların ne kadar sosyal sorumlu olduklarını sorgulamalarını sağladım.

Sosyal sorumluluk kısaca;
kamu, özel sektör ve sivil toplumun bir amaç etrafında toparlanarak, ortak yaşama yönlenmeleri
kendi çıkarlarının olduğu kadar toplumun genel çıkarlarını da geliştirecek ve koruyacak eylemlerin yapılmasıdır.*
Toplumun çözüm üretilmesinde, iyileştirilmesinde, geliştirmesinde ve sosyal adaletin sağlanmasında eğitim, sağlık ve çevre gibi konuları öncelikli olarak ele alır.

Kurumsal sosyal sorumluluk (KSS) 2001 AB tanımında;
Bir şirketin ya da markanın sosyal ve çevresel kaygıları kendi istekleriyle faaliyetlerinin ve paydaşlarıyla ilişkilerinin bir parçası haline getirmesi ve tüm paydaşlara karşı etik ve sorumlu davranması, bu yönde kararlar alması ve uygulamasıdır.
KSS ‘da  sosyal sorumluluk alanı “Toplum ve Çevre”dir ve gönüllülük esasına göre işler.

Kurumsal sosyal sorumlulukta amaç;
İşbirliği destekleyici, pozitif ve uyumlu çalışma ortamı oluşturup, çatışma ortamını önleyerek farklı inanç, düşünce ve görüşe sahip kişilerin uyumlu bir şekilde çalışmalarını sağlamaktır.

Sosyal sorumluluğun temelinde 4 ana unsur vardır.
Gönüllülük.
Bağımsızlık.
Kar amacı gütmemek
Vizyon ve ideal sahipliği.

Sosyal sorumluluk politikaları mutlaka insan kaynakları politikaları içinde ve uyumlu olmalı. Çalışanların dahil edilmediği bir sosyal sorumluluk projesinin başarı şansı yoktur.

Peki ne kazandırır dersek;

Bencillik, öfke, nefret, cinsiyet, ırkçılık, din, ekonomik olguları çalışanlar arasından uzaklaştırır.
Çalışan gelişiminin sürdürülebilirliğini sağlar,
Çalışanın bireysel performansın artmasını,
Sosyal ve kültürel engelleri kaldırır,
Sosyal engelleri ortadan kaldırarak genç yeteneklerin kuruma kazandırılmasını sağlar,
Ahlaki ve sosyal sorumluluk anlayışı ile çalışanları bütünleştirir.
Çalışanlar arası güveni, sadakat duygusunu, birlik bütünlük duygusunu geliştirir,
Birlikte yaşama ve çalışma olgusunu güçlendirir.
Bilgi paylaşımı ve yeni bilgi edinimi ve ortamı sağlar.

Sosyal kariyer açısından da kazanımlarını düşünürsek;
Çalışanın ve şirketin geleceğe yönelik hedefleri ile kişisel hedefleri arasında sinerji oluşturmasını sağlar,
Üst pozisyonlar için gerekli becerilerin öngörülmesini ve kazanılmasını sağlar,
Genç yeteneklerin kariyer hedeflerine daha etkin ulaşmalarını sağlar,
Dünyaya ve olaylara farklı kişilerden ve farklı bakış açılarından bakılmasını sağlar,
Sosyal statü sahibi kişiler ile tanışmanızı sağlar,
Geniş iş çevresi oluşturmanızı sağlar,
Kişisel egonuzu yok etmenizi sağlar,
İş ve yaşam etiği kazandırır,
İşe alımlarda öncelikli – tercih edilen olmanızı sağlar,
Fikir ve düşüncelerinizi farklı açılardan tekrar yorumlayabilmenizi sağlar,
Toplumsal statü ve itibar kazandırır.

Şimdi lütfen kendinize sorun..

Acaba ben:

SOSYAL SORUMLU MUYUM?
SOSYAL SORU(N)LU MUYUM?
SOSYAL (Z)ORUNLU MUYUM?

Eğer sen..

Çalışma ve SS projelerine gönülsüz katılıyorsan,
Davet edildiğimde kayıtsız kalıyorsan,
Bu kadar işimin arasında bu nerden çıktı diyorsan,
Aranan kahraman ben olmasam diyorsan,
SOSYAL (Z)ORUNLUSUN..

Dünya bana yeter, başkasına karışmam diyorsan,
Dünyada su  ve enerji çok bitmez diyorsan
Başkaları ile aynı ortamda bulunamam diyorsan
Bildiklerim bana yeter diyorsan
Başkalarının düşüncesi beni ilgilendirmez diyorsan,
Eğitim şart ama bana değil diyorsan,
Dünyayı ben mi kurtaracağın,
SOSYAL SORU(N)LUSUN..

Bir tane dünya var diyorsan
Benim de üzerime düşen bir şeyler olmalı diyorsan,
Paylaşmayı ve öğrenmeyi seviyorum diyorsan,
Farklılığı ve farkındalığın bilincindeysen,
Bir adim önde olmalıyım diyorsan,
Gerçekleştirmem gereken bir idealim var diyorsan,
Bil ki sen..
SOSYAL SORUMLUSUN.

Yüksel Erdoğan.


8 Şubat 2013 Cuma

Tofaş fiyatına Mercedes’e binilir mi?


Hepimizin ilk tercihidir özellikle iş hayatımızda..
İşimiz en iyisi olsun, ofisimiz en iyisi olsun, yaşam standardımız en iyisi olsun. Ön önemlisi de çalışanımız en iyisi olsun.  

Özellikle İnsan Kaynaklarının en önemli  uğraşıdır donanımlı çalışanı bulmak ve elde tutmaya çalışmak. Üst yönetim de hep yeteneklerin en donanımlısını en kısa zamanda rakiplerden önce ister.
İşin kuralı mıdır?, alışkanlık mıdır?, yoksa bir yaşam standardı mıdır? (adını siz koyun)  üst yönetimin bu en iyi tutkusu.

Mercedes…
En iyinin simgesidir özellikle iş dünyasında. Bir çok üst yöneticinin ilk tercihidir. Donanımı onları mest eder. 

Nasıl ki; yüksek donanımlı bu aracın onları mest ettiği gibi, yüksek donanımlı bir çalışan da mest eder, ilk tercihleri olur.


Donanımlar birbirleriyle o kadar  benzerlik taşırlarki.


Peki nedir bu donanımlar? Birkaç örnekle karşılaştıralım:

Mercedes’in donanımları:        Çalışandan beklenen donanımlar:

Güç (HP) ...............................  Her türlü çalışma şartlarına dayanıklı olmalı
Hız .........................................  İşinde pratik ve hızlı olmalı
Konfor ...................................  Yüksek standartlarda hizmet vermeli
Herkesi peşinden sürükler....Liderlik özellikleri olmalı
Deri döşeme iç tasarım.........  İyi giyime özen göstermeli
Full otomatik.......................... Yetki ve sorumluluk sahibi olmalı
Gece görüş sistemi.............. Esnek çalışabilmeli
Hız sabitleyici  ......................  Mesai boyunca temposu hiç düşmemeli
ABS ........................................ İş kazasına uğramamalı
EBD ......................................  Analitik düşünmeli
ASR   ...................................   Yerinde saymamalı, sürekli gelişmeli
CDI ......................................... Masrafsız olmalı
Co2 .........................................Çevreye duyarlı olmalı
Euro NCAP..............................Yüksek Lisans- Master dereceli olmalı
Yol Bilgisayarı.........................En az iki yabancı dilde konuşabilmeli
Marka...................................... En az 10 yıllık deneyimli olmalı
Profesyonel Servis ...............Takım çalışmasına yatkın olmalı
…….
Listenin sonu yok..

Bunlar gibi birçok donanım isteriz. 

Fakat  iş onlara ayırdığımız bütçeye gelince…

Donanımlı bir araca ayrılan bütçe nedense donanımlı bir çalışan için ayrılmaz. 

Öyle ki donanımlı aracın ekstra her donanımı için oldukça cömert olunurken,  iş çalışana gelince, bırakın ekstra her donanımı bütünü için bile cömert olunmuyor.

Bu yöneticiler Mercedes’e bindiklerini sanırlar ama en küçük bir iş kazasında yada problemde Tofaş için de olduklarının farkına varırlar.


Sonuç olarak:
Eğer sonunda ağır bedel ödemek istemiyorsanız, çalışanınızın donanımı için hak ettiği bedeli ödemelisiniz.
Unutulmamalıdır ki; eğer Mercedes'e biniliyorsa bu donanımlı çalışanların sayesindedir..

yuksel@yukselerdogan.com